- yan kenar
- боковая грань
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
kenar — is., Far. kenār 1) Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi. O. V. Kanık 2) Bir şeyi çevreleyen çizgi 3) Pervaz, çizgi, antika, baskı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenâr — (F.) [ رﺎﻨﮐ ] 1. kıyı. 2. kenar, yan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kıdıg — kıyı, yan, kenar 1. 375, 496 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
abaku — yan, taraf, cihet, kenar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaptal — yan, taraf, kenar, canib, yanbaş, kapu, cihet … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırağ — kenar, yan … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAHİYE — Yan taraf, kenar, civar, çevre. * Küçük yer, bölge. İdari taksimatta, kazadan küçük, köyden büyük olan yerleşme merkezi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RECA — Kenar, yan. Taraf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
literature — /lit euhr euh cheuhr, choor , li treuh /, n. 1. writings in which expression and form, in connection with ideas of permanent and universal interest, are characteristic or essential features, as poetry, novels, history, biography, and essays. 2.… … Universalium
koltuk — is., ğu 1) Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. H. E. Adıvar 2) Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye Ta yan beline kadar gömüldüğü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atış — is. 1) Atma işi veya biçimi 2) Kalp veya nabzın vuruşu, çarpışı Birleşik Sözler atış yeri endirekt atış çengel atış çift atış potalı atış başlama atışı … Çağatay Osmanlı Sözlük